Table Of ContentUzayda Piknik, Sovyet bilimkurgu yazınının dünyada en çok okunan
yazarları Ştrugatski kardeşlerin en ünlü romanıdır.
Dünyadışı bir uygarlıktan gelen konuklar, yeryüzünün gelişigüzel
birkaç köşesinde yol kenarında piknik yapar gibi bir an konaklayıp
gitmişler, ama geride bıraktıkları artıklar, olağandışı teknolojilerinin
inanılmaz ürünleri, uğrak yaptıkları yerlerde insan yaşamını, toplum
ilişkilerini alt üst etmeye yetmiştir.
İnsancı amaçlar, kâr ve güç tutkusu, yarışmacılık, silahlanma
çılgınlığı, hastalıklı bir toplumda bireylerin çaresizliği ve karanlıkta
doğruyu arayışları, Ştrugatskilerin işlediği ana temalardır.
Türkçesi: Nil Okman
Kapak: Sarmal Yayınevi
Baskı - Cilt: Umut Matbaası
SARMAL YAYINEVİ
Babıali Cad. Pak Han No: 16/4 Cağaloğlu - İstanbul Tel:(0 212) 522 45 78 -
51270 20 Faks: (0212) 522 45 78
ARKADI ve BORIS ŞTRUGATSKİ
UZAYDA PİKNİK
Arkadi (1925-1991) ve Boris (1933-2012) Ştrugatski
kardeşler Yahudi bir baba ve Ortodoks Rus bir anneden
doğmuşlarıdır. En ünlü eserleri 1972 yılında yazdıkları, şu an
elinizde olan Uzayda Piknik (Piknik na obochine, Roadside
Picnic) kitabıdır. Uzayda Piknik 1979 yılında Tarkovski
tarafından Stalker adıyla sinemaya uyarlanmıştır; 2009
yılında ise S.T.A.L.K..E.R adıyla bilgisayar oyunu
yapılmıştır.
Gogol, Şçedrin, Mayakovski gibi dorukların
sürdürücüsü olarak nitelenen Ştrugatskiler dünya ölçeğinde
ün kazandılar. “Juk v muraveynike” (Karınca Yuvasındaki
Bokböceği) adlı öyküleriyle 1981 'de Sovyet Yazarlar Birliği
Aelita ödülünü aldılar. Diğer önemli yapıtları:
Polden: 22 - i vek (Öğle Vakti: 22. Yüzyıl, 1961,
öyküler); Dalakaya Raduga (Uzaktaki Ebemkuşağı, 1963);
Trudna bayt bogom (Tanrı Olmak Zor, 1964); Ponedelnik
naşinayetzia v subbotu (Cumartesiden Gelen Pazartesi, 1965);
Skazka o troike (Troyka Masalı, 1968); Ulitka na sklone
(Yokuştaki Salyangoz, 1966-1968); Obitaiemyi ostrov
(Güç’ün Tutsakları, 1969); Piknik na oboçine (Yolkenarındaki
Piknik, 1972).
Yazarların Türkçe yayınlanmış kitapları: Zor Şey
Tanrı Olmak (imge, 1993), iktidar Mahkumları (Sarmal,
1999), Yokuştaki Salyangoz (iletişim, 2000)
SUNUŞ
{1}
Theodore Sturgeon
İyi bilimkurgu, iyi romandır.
Bu, sıradan okuyucudan “ciddi” eleştirmene kadar
herkes bilimkurguyu uzay giysileri içindeki ışın tabancalı
kahramanların metal sütyenli kızları pörtlek gözlü
canavarların saldırılarından korudukları bilimkurgudan ibaret
sanmaktan vazgeçene dek durmadan tekrarlanması gereken
bir önermedir. Bilimkurguda da herhangi bir alanda olduğu
kadar çeşitli düzeylerde bir mükemmellik söz konusudur.
Mickey Spillane, bir Dorothy Sayers ya da bir Nagio Marsh
değildir. Hopalong Cassidy, ne bir Shane ne de bir True
Grit'tir. Bilimkurgunun en iyi örnekleri herhangi bir yazın
türünün en iyileri kadar iyidir.
Bilimkurgu güncel planda da en hızlı yaygınlaşan tür
olma özelliğini taşır. Amerikan ve İngiliz bilimkurgusu
Fransa, İtalya ve İskandinavya'da büyük bir okur kitlesine
sahiptir, İspanya, Portekiz ve Latin Amerika’da da okurlarının
sayısı artmaktadır. Almanya ve Hollanda ise her gün yeni
okurlar kazanmaktadır. Avrupa’da, özellikle Fransa ve
İtalya’da yeni yazarlar yetişmekte, bu defa aksi yöne bir akış
başlatacak biçimde bu dillerden İngilizce’ye çeviriler
başlamaktadır. Bilimkurgu yayınındaki bu artış, bu alandaki
sinema ve televizyon yapımlarının artışına da yansımaktadır.
Bu yükselişin birkaç nedeni ve bu konuda
geliştirilmiş bir çok varsayım varsa da bunlar şimdiki yazının
konusu dışındadır ve bu alanda hazırlanan düzinelerce
lisansüstü teze ve (yalnız ABD’de sayıları bu satırların
yazıldığı sırada 1500'ü aşan) lise ve yüksek okul
programlarında yer alan bilimkurgu derslerinin
öğretmenlerine bırakılmalıdır. Şiirin icadından bu yana,
bilimkurgu dışında, o denli sınırsız, o denli esnek, o denli
hayret ve merak uyandırabilen, zamanın, mekanın ve
gerçeklik dediğimiz uydurmanın sınırlamalarından o denli
bağımsız başka bir yazın alanı olmadığını söylemekle
yetinelim.
İngilizce konuşulan ülkelerdeki bilimkurgu
okurlarının çoğunca bilinmeyen bir şey de dünyada en çok
okunan bilimkurgu yazarının ne Heinlein, ne Bradbury ne de
Clark değil Stanislav Lem adında bir Polonyalı olduğu;
yazarların meslek örgütleri arasında bilimkurgu grubu en
kalabalık olanının Macaristan’da bulunduğu, Demokratik
Almanya, Çekoslovakya ve özellikle Sovyetler Birliği’nde
mükemmel bilimkurgu eserleri üretildiğidir. Bunlardan bir
kısmı, ama pek azı, İngilizce konuşulan ülkelere girmeye
başlıyor ve üzülerek söylemek gerekir ki kötü çevirilerin
kurbanı oluyor. Bir kısmı İngilizce’ye özgün dili yerine,
çevrildiği birbaşka dilden aktarıldığından çeviriden
kaynaklanan kayıplar katlanarak artıyor ve bu koşullarda,
çevrilen uzunca bir giysi listesi bile üslubundan ve anlatım
özelliklerinden pek çok şey yitiriyor. Ama anlayışlı bir
okuyucu, bunu aklında tutarsa, en kaba ve katledilmiş
çevirilerde bile erişilmesi zor bir yetkinlik ve yaratıcılık
bulacaktır.
Boris ve Arkadi Ştrugatski kardeşler Sovyet
bilimkurgu yazarlarının en önde gelenleri arasındadırlar. Bu
yetenekli kardeşleri ilk kez. Tanrı Olmak Zor isimli bir
romanda tanıdım. Yapısı, tiplemesi, temposu ve insanlık
durumuna ilişkin derin yargılarıyla salt bir roman olarak bile
kayda değer özellikler taşıyordu ve bilimkurgu okuyucusunun
en çok aradığı niteliklerin hemen tümüne değiniyordu. Uzay
uçuşu ve geleceğin araçları deseniz var; toplumbilimsel
sorgulamalarında, “şöyle olursa....” diye başlayan sorunların
yanıtları deseniz var; yabancı bir kültürün son derece zengin
ayrıntılandırılmış tanımlarıyla kendi kültürümüze, kendi
yapımıza yeni bir bakış açısı sağlıyor; bilimkurgunun amca
çocuğu diyebileceğimiz vurdulu-kırdılı büyülüsihirli
yapıtlarla heyecan verici yumruk yumruğa boğuşmalar bile
var. En önemli özelliklerinden biri de öykünün gerektirdiği
yerde savaş, kavga, kan ve ölüm olduğu halde süper güçlere
sahip kahraman asla kimseyi öldürmüyor. İçinde yaşadığımız
şiddet döneminde, başkalarını etkileme sorumluluklarının
bilincinde olan bütün yazarlar bu noktayı dikkate almalıdır.
Bu yapılabilir, üstelik gerilimden ve heyecandan hiç ödün
vermeden yapılabilir.
Ve şimdi de Roadside Picnic yayınlanıyor. Campbell,
o olağanüstü editör, Amerikan bilimkurgusunu Altın Çağı
olan dönemde birkaç ay içinde o güne kadar bir araya
getirilebilmiş en kalabalık bilimkurgu yeteneklerini
çevresinde topladı. Yazarlarına şöyle meydan okurdu: ‘“Akıllı
olduğumuzu nereden biliyoruz?’ sorusunu yirmi dört saat
içinde yanıtlayamazsa ölecek olan bir adamın öyküsünü
yazın!” Ya da “Bana, düşünmekte insan milletinden geri
kalmayan, ama ondan farklı düşünen bir yaratığın öyküsünü
yazın” gibi daha da kışkırtıcı bir konu ortaya atardı. (“Kadın
milleti” yanıtı çok basit olduğundan buna izin yoktu).
Ştrugatskilerin ‘Piknik’te bize aktardıkları öykü
şöyledir: Dünya, dünya dışından gelenlerin kısa süreli bir
ziyaretine tanık olmuştur. Konuklar, geride, tıpkı bizlerin bir
piknikten sonra (sosyal bilincimizin görece düşük olduğu bir
sırada) ardımızda birtakım döküntüler bırakmamız gibiçerçöp
denebilecek şeyler bırakmışlardır. Bu süprüntünün, tümüyle
yabancı bir teknolojiye ait bu ürünlerin yapısı analitik bilim
bir yana dünya mantığına ters düşmektedir ve potansiyelleri
sınırsızdır. Bu potansiyelin son derece insanca amaçlarla
kullanılabilmesi için, yani saf bilgi için bir uğraş; insanlığın
refahında yeni doruklara ulaşabilmek adına yeni araçlar, yeni
teknikler arayış, kâr peşinde koşma ve ona bağlı yarışmacılık;
yeni ve daha korkunç silahlar için bitmek bilmez bir açlık.
İşte bu, akıllara durgunluk veren romanın ana hatları. Bunlara
Ştrugatski’lerin sadakati, açgözlülüğü, dostluğu, aşkı, düş
kırıklığını, bunalımı ve yalnızlığı ele alışlarındaki beceri ve
esneklik de eklenince ancak dua olarak nitelenebilecek bir
sonla çok dokunaklı sonuçlanan gerçekten eşsiz bir öykü
elinizdeki: Unutamayacaksınız.
Çevirmen Bayan Antonina W. Bouis’e de ayrıca
teşekkür etmek gerekir. Rusça bilmem, ama roman nedir
bilirim; ve duyguları, kişilik boyutlandırmasını, hatta
konuşma dilindeki deyimleri böylesi bir dil engelini aşarak o
denli başarıyla aktarabilen bir kimseye saygı duymak
zorundayız.
İyi’yi kötü’den elde etmek zorundasın,
Çünkü elindeki tek malzeme o.
Robert Penn Warren
Description:"Uzayda Piknik", Sovyet bilimkurgu yazınının dünyada en çok okunan yazarları Ştrugatski kardeşlerin en ünlü romanıdır.Dünyadışı bir uygarlıktan gelen konuklar, yeryüzünün gelişigüzel birkaç köşesinde yol kenarında piknik yapar gibi bir an konaklayıp gitmişler, ama geride