Table Of ContentISSN 2148-5062
YIL: 10 SAYI: 58
KASIM/ARALIK 2016
İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR
ÜCRETSİZDİR.
Gençlik Dergisi
Gençlik DergisiIYKİÜSKIACSLİ SR:AN I1YEM 20TD/1 S AA4 İSR Z8BAA-Dİ5YRLİ0RII :K6Y .52 A28Y0I1M6LANIR İÇİNDEKİLER
DEMOKRASİDEN BAŞKA BİR YOL DÜŞÜNEMİYORUM
Mustafa ÖZTÜRK _______________________________________________ 3
ÇOCUKLARINIZA GÖRDESLİ MAKBULE’NİN DESTANINI ANLATIN
Prof. Dr. Cihan DURA ____________________________________________ 5
“ADALET”, ADALETSİZLİĞE ALET...
Osman KARABABA ______________________________________________ 7
YENİDÜNYA DÜZENİ
İsmet BURKAY __________________________________________________ 9
KONUŞAN DARILI MEZAR TAŞLARI
BİLGİYURDU
Seyit Ali ERGEÇ ________________________________________________11
GENÇLİK DERGİSİ
YIL: 10 SAYI: 58 TÜRK ÖĞRETMENLERİNE / EĞİTİMCİLERİNE ÇAĞRI
ISSN 2148-5062 Mehmet KILINÇ ________________________________________________13
İZMİR’İN İŞGALİ ve KAYSERİ’DEN ÇEKİLEN PROTESTO TELGRAFLARI __16
SAHİBİ
Ahmet Necip GÜNAYDIN
Bilgiyurdu Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği Adına
Dernek Başkanı DAĞLARIN DİLİ -2-
Mustafa ÖZTÜRK Dr. Rasim DENİZ _______________________________________________ 20
SANATÇININ YALNIZLIĞI
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Mehmet Necati DEMİRCAN ______________________________________ 22
Osman KARABABA
İSTİYORUM
YAZIŞMA ADRESİ Köksal AKÇALI _________________________________________________ 23
Sahabiye Mah. Mete Cad.
Boylar Sk. Çetinbulut Apt Nu:1 K:2 D:3 HİLAL’İN HAÇ’A BÜYÜK DARBESİ
Turan ZORLU __________________________________________________ 24
Kocasinan/KAYSERİ
CEPHEDEN CEPHEYE KOŞAN BİR VATANSEVER: (CİVAN BEY)
TELEFON
Kadir ÖZDAMARLAR ____________________________________________ 26
(0352) 232 32 67
ŞEHİT BİNGÖL BELEDİYE REİSİ HİKMET TEKİN
WEB Zafer ÇUBUKCU _______________________________________________ 28
www.bilgiyurdu.org.tr
ATSIZ’IN ŞİİRLERİNDE ESKİCİL SÖZCÜKLER
Bilgehan AYATA ________________________________________________ 30
E-POSTA
[email protected] ÜZERİMİZDEKİ MES’ULİYET
Hamza ERAVŞAR _______________________________________________ 31
HUY DEĞİŞTİK
GRAFİK TASARIMI
Bilgehan AYATA ________________________________________________ 32
Bilgiyurdu
KAMİL ABİ’Yİ HİÇ UNUTMAYACAĞIZ
BASKI Mustafa ÖZTÜRK ______________________________________________ 33
Orka Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.
OĞUL
Organize San. Böl.43. Cad. Nu: 11 KAYSERİ
Yusuf DOĞDU _________________________________________________ 33
(0352) 322 17 00
İŞTE AHMET KAPLAN
Bağışlarınız İçin Cemal OĞUZHAN ______________________________________________ 34
Bilgiyurdu Gençlik Eğitim ve Kültür Derneği
Türkiye İş Bankası Sahabiye Şubesi AHMET KAPLAN’A VEDA
Mustafa ÖZTÜRK ______________________________________________ 36
Hesap Nu.: 5307-0618614
IBAN : TR920006400000153070618614
ÖLÜMSÜZLÜĞÜN MİNİK ROBOTLARI: NANİTLER
Yazılar yayınlansın ya da Göktürk RAMU ________________________________________________ 37
yayınlanmasın iade edilmez.
Yazılarda kısaltma yapılabilir. Hukukî DEJA VU PARALEL EVRENLER ARASINDAKİ SIÇRAMALAR MIDIR?
Ahmet YILMAZ ________________________________________________ 38
sorumluluk yazarlara aittir.
Gençlik Dergisi 3
DEMOKRASİDEN BAŞKA
BİR YOL DÜŞÜNEMİYORUM
Mustafa ÖZTÜRK
[email protected]
Sayın Başbakan 30 Ekim 2016 tarihinde yaptıkları bir Türkiye’yi bölünmenin eşiğine getirenler, Türkiye’yi
konuşmada, “Başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme aynı zihniyetle yönetmeye devam edeceklerse, bölünme
riski var.” dediler. Bu cümlenin anlamı oldukça açık… riski devam etmeyecek mi?
Cümlede hem bir itiraf, hem de bir öneri vardır.
Türkiye’yi bugünkü noktaya parlementer, çok parti-
Türkiye, turistlerin gelmekten korktukları, her gün li demokrasi getirmedi, AKP iktidarının yönetim anlayışı
kan dökülen bir ülkeye dönüşmüşken bu görünenin baş- getirdi. Bu nedenle yeni bir rejim ve sistem arayışını doğru
bakan olan zat tarafından söylenmesi, herkesce bilinen bir bulmuyoruz. Ayrıca kafalar değişmedikçe rejim değiştir-
gerçeğin kabulünden başka bir anlam taşımıyor. menin bir yararı olacağına da inanmıyoruz.
Ülkenin bölünmenin eşiğine gelmesinde en büyük ve- Bugün, Sayın Başbakan’ın ve AKP mensuplarının mi-
bal, elbette kendilerine aittir. Çünkü, Türkiye’yi 2013’ten liyetçilere hoş gelen sözler söylemeleri, başkanlık sitemi-
beri yöneten kendileri, yani AKP iktidarıdır. Türk milli- ne destek arayışlarının bir gereği gibi gözüküyor. Dolayı-
yetçisi olan bizler, yapılan yanlışları yazıp söylediğimizde, sıyla bu ilgi geçicidir. Unutmayalım ki “Öğrenci Andı”nı
bize hiç kulak kabartmadılar. Çünkü, biz Türk milliyetçi- kaldıranlar, milliyetçiliği ayaklarının altın alanlar, devlet
lerini tam karşılarında gördükleri bir fikrin temsilcileri kadrolarına milliyetçiler yerine Fettullahçıları ve bölücü
sayıyorlardı. Biz, “Yanlış yapıyorsunuz. Bölücülücülüğe libarelleri dolduranlar kendi iktidarlarıydı.
hizmet ediyorsunuz. Türkiye’nin temel değerleriyle oy-
Ayrıca, bölünme riskine karşı önlem almak, çare ara-
namayın. Teröre tolerans göstermeyin.” dedikçe yanlışa
mak başka bir şey, bu tehdide karşı “başkanlık sistemi”
devam ettiler.
nin tek şeçenek olduğunu söylemek ve bu seçeneği halka
Kürt açılımı A’dan Z’ye yanlıştı. dayatmak başka bir şeydir. Sayın Başbakan’dan başkanlık
sitemini dayatmak yerine, mevcut sorunların nasıl yenile-
Habur karşılaması yanlıştı.
ceği ve yok edileceği konusunda partilerden, sivil toplum
örgütlerinden ve dalkavuk olmayan bilim adamı ve aydın-
Oslo görüşmeleri, akla ziyan bir olaydı.
lardan görüş almalarını beklerdik.
İmralı görüşmeleri, Öcalan’a methiyeler, utanç veri-
Bütün yetkilerin tek adamda toplandığı rejimler tari-
ciydi.
he karıştı: Komünizm, Nazizm, gibi… Totaliter rejimlerle
Öcalan’ın mektup ve mesajlarının oradan oraya taşın- yönetilen ülkeler de bölünmekten kendilerini kurtarama-
ması, Nevruz’da bölge halkına okunması, kepazelikti. dılar. Örnek mi istiyorsunuz: Lenin ve Stalin’nin Rusyasi,
Tito’nun Yugoslavyası, Saddam’ın Irak’ı…
Çözüm süreci boyunca terör örgütünün savaş hazırlı-
ğının seyredilmesi, sadece iktidarı kahretmedi. Her ileri ülke, demokrasisini geliştirmeye çalışıyor.
Türkiye’nin de bu yolda çalışması gerekir. Amacımız, bir
Ülkenin adım adım bölünmeye gittiğini nasıl göreme-
lider ve çevresini memnun etmek değil de “Türk milleti-
diniz? Hangi insan yaptıklarından habersizdir?
nin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşaması” ise
Sayın Başbakan o günlerde: “Arkadaşlar yanlış ya- “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” düsturunu sözde
pıyoruz.” demişler midir? Deselerdi bir anlamı olurdu o bırakmayıp hayata geçirmeliyiz. Bunu nasıl yapacağımızı
sözlerinin. konuşup tartışmalıyız.
Ülkeyi bugünkü facianın içine sürükleyenler bugün Kuran-ı Kerim, “ Yaratılanların en şereflisinin insan
bir çare, bir çıkış yolu gösteriyorlar: Başkanlık sistemi olduğunu” söyler. O halde insanın haklarını korumak da
şerefli bir iştir. Bu noktada, İslâmiyet ile demokrasinin bir-
“Başkanlık gelmezse Türkiye bölünür.” demek, Türk leştiğini görüyoruz. İslâm ülkelerinin bugünkü durumları
halkına yapılmış bir tehdittir ki bir Başbakana hiç yakış- ise bir tezatı yansıtmaktadır ve başka bir tartışmayı gerek-
mamıştır. tirir.
4 Gençlik Dergisi
Demokraside amaç, insanın korkusuz, endişesiz, rimiz bunu bilmezler mi? Elbette bilirler ama eleştirilmek
hür ve mutlu yaşayacağı, temel hak ve özgürlüklerin de işlerine hiç gelmez. O takdirde insanları koyun gibi gü-
yasalarla korunduğu ve adaletin sağlandığı bir toplum demeyeceklerdir.
nizamını oluşturmaktır. Dolayısıyla başta eğitim ve öğ-
retim kurumları olmak üzere partiler, dernekler, sendikalar Başkanlık sistemini gündeme getirenler, lider saydık-
vb. varlıklarını borçlu oldukları demokrasiye bağlılıklarını ları kişide olağanüstü güç ve nitelikler olduğunu vehme-
göstermek zorundadırlar. denlerdir. Artık bu dünyaya bir peygamber gelmeyecektir.
Buna inanıyoruz. Demek ki ülke yönetiminde bir kişiye,
15 Temmuz darbe girişimine niçin karşı çıktık? Çünkü
bir lidere bel bağlamak, problemi çözmeyecektir. Onların
yasalarla korunan haklarımızı elimizden alacaktı. Ancak
da bizim gibi insanlar olduklarını neden düşünmüyoruz?
bugün OHAL ilân edilerek ve Kanun Hükmünde Kararna-
meler ile temel hak ve hürriyetlerimiz epeyce sınırlandırıl-
Zamanımızı Mehdi bekleyerek veya “Lider hata yapar
mıştır. OHAL’in ne zaman sona ereceğini ise bilmiyoruz.
mı? Yapmaz mı?” tartışmalarıyla geçireceğimize neden
Dolayısıyla darbe girişiminin başarısız olduğunu savuna-
kendimiz bir şey üretmeye çalışmıyoruz? Bizim de aklı-
mıyoruz. Çünkü, hukuk devletinin ve hatta Anayasa’nın
mız, beynimiz var. Bizim de vatana hizmet yolunda söyle-
rafa kaldırıldığı bir süreci yaşamaktayız. Bu KHK süre-
necek sözümüz olmalı.
cinin kalıcı hale getirilmesi veya “başkanlık sitemi”ne
geçilmesinde bir ara rejim olarak kullanılması çok yanlış Kısacası, Anayasa’yı değiştirecek “Başkanlık Siste-
olacaktır. Bu konuda Sayın Bahçeli’ye hangi sözler veril-
mi” ne geçilmesini doğru bulmuyor ve desteklemiyoruz.
di, bilmiyoruz ama “ fiili durumu hukuki durum haline ge-
Elbette ki demokrasiden, hukuk devletinden, laiklikten,
tirmek” yolundaki yürüyüşlerine katılmıyoruz. Zira, millî
sosyal devletten yanayız. Üniter ve millî devletten asla
iradeye saygı duymak, delege iradesine de saygı duymayı
vazgeçemeyiz. Türkiye Cumhuriyetini Anayasa’da belirti-
gerektirir.
len nitelikleriyle yaşatmak, kırmızı çizgimizdir.
Demokrasi konusunda ülke yöneticileri, parti liderleri,
yazarlar, bürokratlar yeni nesillere iyi örnek olmazlar ise
demokrasi bilincini beyinlere nasıl sokarız? Demokrasiyi
Hepimiz İçin de Zor Yıllar Geliyor
özümsemiş ülkelerde yanlış yapıp başarısız olan politika-
cı istifa etmek erdemini gösterebiliyor. Bizde örnek bul- Başkanlık sisteminde ısrar edilmesini anlamakta zor-
makta zorlanırız. Bizim ülkemizde liderler veya makamlar luk çekiyoruz. Neden Başkanlık?
hesap vermez, halkımız hesap sormaz. Çünkü, birincinin
halka ve yasaya saygısı yoktur; ikinci ise köleleşmiştir, na- Türkiye’yi germenin ve yeni bir tartışma başlatarak
sıl hesap sorsun? halkı kutuplaştırmanın kime faydası var?
Demokrasi, hesap veren ve hesap soranların rejimi- Bunun yerine, demokratik parlamenter sistemi daha
dir. Bunlar yoksa diktatörlerin eline düşüp yanarsın. Bu iyi işler hale getirebiliriz. Bunun için de Siyasi Partiler
tehlikeye karşı, demokrat rejimlerde denetim mekaniz- Kanunu ile Seçim Kanununda bazı değişiklikler yapmak
maları oluşturulmuştur. Türkiye’de de demokrasiye geçiş yeterli olacaktır. Bunu, bazı genel başkanlar istemeyebilir
sürecine paralel olarak, denetleyici kurumlar Anayasa’da ama halkın iradesinin yönetime daha çok yansıması için
yerlerini almışlardır. Ancak, medya özgür değilse eleşti-
milletvekili ve delegelerin ön seçimle belirlenmesi şarttır.
remeyecektir. Yargı, bağımsız değilse iktidara karşı karar
verme gücünü kendinde bulamayacaktır. Hür düşüncenin Millet iradesine önem verdiklerini söyleyenler, millet
giremediği beyin ise sadece itaat edecek, yanlışlıklara ve iradesinin önündeki engelleri kaldırmıyorlar ise asla sami-
zulümlere hayır diyemeyecektir. Türkiye işte böyle bir sü- mi değildirler.
reci yaşıyor. Buradan nasıl mı çıkacağız? Ben demokrasi-
den başka bir yol düşünemiyorum? Millet iradesinin tam oluşabilmesi için özgür medya
gerekir. Türkiye’de var mı? Hayır.
Vatandaşların korkusuz ve endişesiz yaşamaları ve
Bir önerim daha var:
siyasi tercihlerini korkmadan açıklamaları gerekir. Açıkla-
yabiliyorlar mı? Hayır.
“Yanılmaz, yanıltılamaz, hatta yapmaz” bir kişi bulun
da, hep beraber çalışıp ve bütün engelleri aşıp “başkan”
Yargı bağımsız mı? Hayır.
yapalım. O kişiyi başkan yaparsak ona biat ederiz. Artık
düşünmemize bile gerek kalmaz, çünkü o, bizim için de Hayırlar o kadar çok ki…
düşünür. Bilim adamlarına ihtiyaç kalamaz, zira o herşeyi
bilen bir bilgedir. Başkanlık sisteminde bunların daha da çoğalacağını
düşünün.
Ancak biliyoruz ki peygamberler bile hata yapmışlar
ve Rabb’in vahiy göndermesiyle uyarılmışlardır. Liderle- Önümüzdeki yıllar hepimiz için de daha zor geçecek.
Gençlik Dergisi 5
ÇOCUKLARINIZA GÖRDESLİ
MAKBULE’NİN DESTANINI
Prof. Dr. Cihan DURA
ANLATIN
[email protected]
Manisa’da Şeyh Fenari ve komutanı dağlarda mev-
Camii’nin yanında bir park zilerdedir. Daha iki aylık
vardır: Gördesli Makbule olan eşiyle vedalaşır.
Hanım Parkı...
Makbule Hanım kararlı-
Adının hemen altında dır, cesurdur. Silah kullan-
da portresi ve özgeçmişi mayı, ata binmeyi bilmek-
yer alır. Kısacık ömrüne tedir. Arkadaşları arasında
sığdırdığı kahramanlıkları lakabı “Asker Makbule”dir.
yazılıdır orada. Doğum ta- Daha önce babasını ve
rihi 1902’dir. Manisa’nın ağabeyini cephelerde şehit
Kuvayı Milliye tarihinin vermiş, annesi tarafından
yerel savaşçılarından, Milli büyütülmüştür. Yani ken-
Mücadele’nin unutulmaz disini bu çetin günler için
kahramanlarındandır. hazır hissetmektedir. Kesin
kararını vermiştir, gizlice
15 Mayıs 1919’da
eşinin peşine düşer. Kabul
başlayan Yunan işgali,
etmeyeceğini bildiği için,
Manisa’ya, Salihli’ye, ora-
vatan savunmasına kendi-
dan Gördes’e kadar yayıl-
sinin de katılmak istediğini
mıştır. Gördes Kurtuluş
söylememiştir.
Savaşı sırasında sürekli
savaş alanı olmuş, ilk defa ***
15 Temmuz 1920’de Yunan
Halil Efe nihayet Akın-
kuvvetleri tarafından işgal
cılar müfrezesinde, arka-
edilmiştir. 14 ay kadar Yu-
daşlarının yanındadır; Mak-
nan işgalinde kalmış, 5 Ey-
bule Hanım ise çalıların
lül 1922’de kurtarılmıştır.
arasına saklanmıştır. Çok
Savaşın en şiddetli geçtiği
geçmez, duydukları çıtırtı
yerlerden biridir Gördes.
üzerine, efeler silahlarını
En büyük zararı Mayıs
çalılara doğrultur ve ses-
1921’de görür. Aynı gün-
lenirler. Makbule Hanım,
lerde bir de düğün vardır:
çaresiz, gizlendiği yerden
Gördesli Makbule Hanım
çıkar. Efelerin şaşkın bakış-
ile Halil Efe’nin düğünü...
ları arasında durumu anlatır, çarpışmalara katılmak istedi-
Bölge işgal altında olduğundan, gayet sade bir düğünle
ğini söyler. Halil Efe utanır, eve geri götürmek istese de
Demirci’de evlenirler.
Makbule Hanım direnir, ikna etmek için dil döker. Halil
*** Efe ve arkadaşları yumuşamaz. En sonunda yaşlı gözlerle,
birlik komutanına bu kutsal mücadeleden yoksun kalmak
Evliliklerinin ilk aylarıdır. Halil Efe Milli Mücadele’ye
istemediğini anlatır. Makbule Hanım’ın kararlılığını gören
katılmak için eşinden gizli, hazırlıklar yapmaktadır. Oysa
komutan, ona şans tanır ve aralarına alır.
Makbule Hanım durumun farkındadır. Eşi düşmana kar-
şı savaşırken, eli kolu bağlı, evde oturmaya da gönlü razı Önceleri varlığı çok yadırganır Makbule Hanım›ın. Atı
değildir. Sonunda o gün gelir! Halil Efe düşmanın ilçeye ve silahı olmadığından, tek bir tabanca ile dolaştığı için,
doğru yaklaşmakta olduğunu haber alır. Silah arkadaşları sürekli evine dönmesi istenir. Fakat o vazgeçmez, kendini
6 Gençlik Dergisi
kabul ettirmeye kesin kararlıdır. Akıncılar müfrezesi yine bir gün sayı ve teçhizat bakı-
mından çok üstün olan düşman kuvvetiyle çarpışmaktadır.
Bir gece… herkes uyumaktadır. Çadırından çıkar, düş-
Ancak müfrezenin cephanesi gittikçe tükeniyor. Uzun sa-
man karargâhına tek başına bir baskın düzenler. Nöbetçi
atler süren olumsuz koşullar, muhariplerin moralini boz-
askeri bir anda yere indirerek ondan aldığı silahla, diğer
maktadır. Fakat bir kadının zaman zaman haykırıp öne
düşman askerlerini yaylım ateşine tutar. Çadırlarından al-
atılması, onlara yeni bir mücadele ruhu ve cesaret veriyor.
dığı ganimet ve silahı yüklenip hızla birliğine döner. Onun
İşte bu kadın Gördesli Makbule Hanım’dır!
bu cesareti karşısında şaşkına dönen efeler, o geceden son-
ra Makbule Hanım’a söyleyecek söz bulamazlar. Komutan Ve tarih 24 Mart 1922…
İbrahim Ethem Bey de, ona ‘’Kahraman mücahide’’ adını
Kuvayı Milliye’ye katılışının üzerinden dört buçuk ay
verir.
geçmiştir. Akhisar- Sındırgı hattında yer alan Kocayayla
*** çarpışmasında geri çekilmeye başlayan silah arkadaşlarına
cesaret vermek için elinde silah bir kez daha ileri atılır.
Makbule Hanım siyah pantolon, ceket ve uzun bir man-
Düşmanla en ön safta savaşmaya başlar. Ancak az son-
to giyer; ayağında çizme, başında siyah başlık vardır, elinde
ra, alnından vurulur. Şehit düşmüştür. Arkadaşları, kutlu
bir filinta taşır. Düşmandan ganimet aldığı doru atı üzerin-
vücudunu gömmeye bile zaman bulamazlar. Siperlerden
de müfrezenin artçısıdır. Pek çevik ata binmekte, tehlike
birine olduğu gibi yatırırlar, üzerine birkaç avuç toprağı
ânında silahını herkesten önce kullanmaktadır. Doğrudan
ancak serperler.
çarpışmalara girdiği gibi, birkaç kez de düşmanın pususu-
na düşmüştür. Ancak hiçbir zaman metanetini kaybetmez, Henüz 21 yaşındadır.
hatta telaş gösterenlere cesaret verir, örnek olur.
***
Ve 1921 yılı sonları... Yunanlılar Sakarya Meydan
Gördesli Makbule’nin bu kısa kahramanlık öyküsü
Muharebesi’ni kaybetmiş, Afyon mevzilerine çekilmiştir.
Cumhuriyet tarihimizin en değerli hatıralarından biridir, o
Telaş ve panik içinde yeni mevzilerini kuvvetlendirmeye
tarih de milli birliğimizin... Millî Birlik ise milletimizin bi-
çalışmaktadırlar.
rinci yaşatıcı unsurudur. Makbule Hanım’ın şehitlik öykü-
Cephe gerilerinde ise gerilla savaşı vardır. Kuvayı Mil- sünü unutursak, unutturursak, çocuklarımıza anlatmazsak;
liyeci birlikler fırsat buldukça, Yunan hizmet ve ikmal Cumhuriyet tarihimizi unutmuş, millî birliğimizi ihmal
birliklerine baskınlar düzenlemektedir. Yunan kuvvetleri etmiş, zayıflamaya terk etmiş oluruz.
cephe gerilerinin emniyetini sağlamak için bütün dikkatini
Bu unutuş ise, Milletimizin varlığı ve geleceği için en
Akıncılar müfrezesine yöneltmiştir. Zira en büyük zarar bu
büyük tehditlerden biridir.
müfrezeden gelmektedir.
Gençlik Dergisi 7
Osman KARABABA
[email protected]
“ADALET”,
ADALETSİZLİĞE ALET...
Kadının biri, bir adama kendisine domuz dediği için *
hakaret davası açar... Adam suçlu bulunur ve tazminat Adalet, Hakk’tandır, adaletsizlik şeytandandır.
ödemeye mahkûm edilir. Hak, ilahidir; haksızlık şeytanidir. Hangisine uyarsa-
Dava bitiminde adam, sanki iblislerin suç işleme öz- nız o tanrınızdır.
gürlüğüne müdahale edilmiş gibi, hayıflanarak yargıca, Günümüzde “adalet” söylemleri, adaletsizliği işlemek
“Yani ben artık Bayan Harding’e domuz deme zevkinden için kisve. “Adalet”, adaletsizliğe alet! Bu yüzden nerde
mahrum mu edilmiş oluyorum?” diye sorar. “adalet”ten bahsediliyorsa orada adaletsizlik var de-
“-Öyle!” der yargıç. mektir.
“-Peki, bir domuza Bayan Harding diyebilir miyim?” Gel gör ki, adaleti sağlamak zorunda olanlar “adalet”
“-Tabii” der yargıç, “herhangi bir domuza her zaman dedikçe adaleti katlediliyorlar.
Bayan Harding diyebilirsiniz.” Siyasi iktidarın “yeni anayasa” dayatması, halka
Adam bunun üzerine Bayan Harding’e dikkatlice ba- hakkaniyetin indirgenmesi için değil; bilakis kendi şahsi-
kar, “İyi günler dilerim, Bayan Harding!”der. yetlerine, cemaatlerine, kurumlara, şartlara ve düştükleri
durumlara göre özledikleri adaleti yontmak, saltanatlarını
Mahkeme salonu buz kesilir. Adam dört köşe...Tabii
ayakta tutacak amin korolarının istihdamını yaratmak için
Bayan Harding’e de yutkunmak kalır.
değil midir? Türklük ve Cumhuriyet düşmanı yobaz
*
çıbanların toplumun hayati organından patlak ver-
Adalet, sosyal hayatın kurallarını belirleyen sadece dirilerek bağışıklık sisteminin çökertilmek istenmesi
yazılı metinlerden ibaret değildir demek ki. niye?.
* Bir düşünün!
Adalet, güneştir; herkesin üzerine doğar, herkesi ay- “Adalet”, hayata tatbik içindir; parti amblemi yapıp
dınlatır, ısıtır, herkese lazımdır. duvara asmak için değil!
Ateştir adalet; yakar, arındırır, pişirir. Yakmamak için Şu bir gerçektir ki, “Adalet” amblemi altında ne
hangi suçluyu kayırır? haltlar işleniyor; nice armutlar dişleniyor, telekulaklarla,
“Su”dur adalet; temizler, aziz ve leziz, herkesin tapelerle, kasetlerle ne mahremiyetler fişleniyor. Dünyada
mutlak ihtiyacı olan...”Su”; boğmamak için hiç kimseyi, ağı en geniş terör örgütü olan Fetönün güçlenmesi yar-
temizlememek için hiçbir şeyi seçmez! gıyı silah olarak kullanması sayesinde değil midir? Fetö
örgütü “Ümraniye çıkmazı”nda, Ergenekon’da, Balyoz’la
“Soğuk”tur adalet; acımasız, sert ve keskin... Kanını
“hukukun üstünlüğü”nü katlederek orduya kumpas kurar-
dondurmamak için hiçbir suçluya iltimas geçmez.
ken, savcılığını üstlenen Başbakan hangi adaletin temsil-
“Hava”dır adalet; herkese nefes olan... Günahsız
cisiydi acaba?.
veya mücrim onsuz nasıl hayat bulur?
14 yıldır “İleri Demokrasi”, “Yeni Türkiye” gibi tera-
“Ölüm”dür adalet; sapmaz, mutlak, nazarında herkes
nelerin gündemde tutulmasının sebebi; raflara kaldırılmış
eşit!
Silahtır adalet; yaşama hakkını sağlama ve savun- “Adalet, Hakk’tandır,
madır. Dünyanın düzeni bu silahla kaimdir.
adaletsizlik şeytandandır. Hak,
Çünkü adalet; yaşamın terazisi, yerkürenin dengesi,
var oluşun vazgeçilmez esası, insanlığın anayasası… ilahidir; haksızlık şeytanidir.
“Adalet”, hayattır; onsuz olmak yok olmaktır! Gü-
Hangisine uyarsanız o tanrınızdır.”
neşsiz, havasız, susuz insan yaşayamayacağına göre ada-
letsiz de hayat olmaz.
8 Gençlik Dergisi
yüce divanlık suçların, nice gasp edilmiş hakların adrese gibi beslemez, boğar! Devletin bekası olan Türklük şuuru
ve kişilere münhasır çıkarılan kanunlarla meşrulaştırılma- ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının sapık virüslerini
sı için değil midir “adalet”, ne dersiniz?. ölümüne dondurur.
Neden vekiller her türlü yüz kızartıcı suçları işlerler, Benim istediğim adalet gecikmez!..
sonra da hesaba çekileceği zaman “dokunulmazlık” zırhı- Makam, mevkii, servet, ırk, cinsiyet, keyfiyet, kemi-
nı giyerler?. Seçilmişlerin, seçenlerden ayrıcalığı niye? yet, milliyet.. ayırt etmez!..
Adalet kimseyi ayırt etmez! Seçilmişleri seçenler- O adalet ki, mutlaktır, haktır!
den ayırt eden adaletin tanrısı ancak Nemruttur.
Seçilmişle seçenin devletten aldığı maaş arasında uçu-
Yargıyı ele geçirerek hakkı batıla tahvil ettiği sabit ve rum olmaz. Polisi katleden Film yapımcısının şımarık
irticaın odağı olmaktan sabıkalı zihniyetin, “Adalet” ta- oğlunun nüfuzu karşısında yamulmaz. 45 erkek çocuğun
belası altında “adalet”e sahip çıkmaya kalkışması, kendi ırzına geçen bir dini vakfın yobazlarının yüzündeki mas-
tabirleriyle suç işleme özgürlüğünün borsasını yaratmak ke, başındaki takke durmaz, düşer.
değil midir?
Benim bildiğim adalet, bir annenin, oğluna fırlat-
Dokularda 14 yıldır sapık enzim- tığı terliği silah sayarak 2,5 yıl hapis istemiy-
ler dinselleştirilerek diplomasız le iddia name hazırlayanların inisiyatifine
kalpazanlar putlaştırılmışsa, bırakılamaz. Mutlak adalet, kadını
kanın terkibini bozan beyin insan sınıfına koymayanların orta-
tümörleri ölümcül hal çağ özlemlerini, süfli arzularını
almışsa nerde adaletin kollamak değildir.
cerrahı?
Benim bildiğim adalet,
Bu yüzden, “adalet” zulme taraf olmaz, kişilerin
adına “adaletsizlik sıfatları ne olursa olsun,
zirvede… zalimi desteklemez! Aksi
Meclis’te diz zuhur ediyorsa, yani yediği
boyu ihanet! Vekil- naneler sebebiyle hesaba
lerin bini aşkın suç çekilmesi gereken bir ve-
dosyası Allah’a ha- kilin seçilmişlik sıfatı kut-
vale… Devleti soyan sallaştırılarak, başına takke,
soyana… eline tespih, suratına sakal,
Halk sersefil! Anaya- sırtına cübbe, beynine türbe
sa askıda, kanunlar köşk- yapılarak inandırıldığın adalet
lerde, saraylarda paspas... ancak senin tanrındır.
15 Temmuz bahanesiyle Ka- Benim düşlediğim adalet,
nun Hükmünde Kararnamelerle Türkiye’nin dünya çapında tek gözde
“adaletsizlikler”i meşrulaştırmak üniversitesi olan Boğaziçi’ne balyoz in-
şahane... dirmek için tespih zihniyetleri imame yapmak
Neden “fiili durum”la değildir.
“anayasa” yok sayılmış O adalet ki, yıllardır en
“Dokularda 14 yıldır sapık enzimler
ve ne için “diktatörlük”e ağır silahlarla, canlı bomba-
dinselleştirilerek diplomasız kalpazanlar
çıkan “sözde başkanlık” larla ülkeyi kana bulayan-
putlaştırılmışsa, kanın terkibini bozan
kapıda? ların, cadde, sokak, dağ taş
“Adalet”(!)miş... beyin tümörleri ölümcül hal almışsa nerde demeden her yeri, her şeyi
Adı hoş, içi boş! Adil adaletin cerrahı?” kundaklayanların kahpelik-
olmayanların ağızlarında lerine “açılım” teranesiyle
sakız... bilerek ve isteyerek göz yu-
manları, Doğu’yu tarumar edenlere bilinçli şekilde kepçe
“Müsavat”tan “hak”tan başka her şeye müsait...
operatörü olanları korumaz...
Benim tasavvur ettiğim “adalet” bu değil! Arsız, hır-
Pensilvanya sümüklüsünün kumpaslarıyla Engin Alan,
sız, yolsuz, donsuz, kansız...onda hayat buluyor çünkü...
Mehmet Haberal gibi vekiller hapiste çürütülürken adaleti
“Adalet”(!)miş... “Böyle adalet”e lanet be!
ağızlarına alamayıp da bölücü çetelerin Meclis uzantıla-
Ne melanet, ne sahtekar bir sığınak?! rına gelince “adalet -demokrasi-seçilmişlik” havariliğine
“Kanunlar örümcek ağına benzer, eşek arıları deler soyunanların savundukları adalet nemruta biat şeklidir.
geçer, sinekler takılır.” Benim bildiğim adalet, 15 Temmuz’da millete katliam
Benim düşlediğim “adalet” cihanşümul; hava gibi, yapanların kökünü kazırken, onların her türlü destekçile-
güneş gibi, su gibi, soğuk gibi yeryüzünde hiç kimseyi rini, yıllarca beraber olmuş iktidar ortaklarını, kendilerini
seçmez... kurtarmaya çalışan işbirlikçilerini “aldatıldık, kandırıl-
dık” nanelerine bakarak ayırt etmez.
Benim bildiğim adalet, Suça karışmış vekillerin do-
kunulmazlık zırhlarını eritir, hırsız fenerleri söndürür, va- Benim bildiğim adelet ilahi ve haktır; bu dünyada
tan hainlerini Meclis’te barındırmaz! Kahpe zihniyetleri sorulmasa bile ukbada elbet sorulacaktır.
dondurur. 40 bin insanın kanını içen Bebek katilini boğa ***
Gençlik Dergisi 9
YENİDÜNYA DÜZENİ
İsmet BURKAY
60 lı, 70 li yıllardaki siyah beyaz Türk filmlerinde ge- Alışıldık hikâye, Iraklı bir kimya mühendisi eliyle
çer: Dört-beş kabadayı bir masanın etrafına toplanmışlar, oluşturuldu. Iraklı kimya mühendisi, Rafid Ahmed el
İstanbul’un haracını nasıl yiyeceklerini tartışmaktadırlar. Cenabi 1995 yılında Saddam rejiminden kaçmıştı. Rafid
-Kadıköy’ün haracını ben alacağım. Ahmed, Amerikan ve Alman istihbaratlarına Irak’ta kitle
imha silahlarının üretildiği ihbarında (küresel efendilerin
-Beyoğlu’nun haracını sen alacaksın.
isteği doğrultusunda) bulundu. Yıllar sonra Rafid Ahmed
-Sakın benim bölgeme girme, herkes hakkına razı ol-
; ‘’Irak’da kitle imha silahlarının olduğu bir yalandı.
sun(!)
Ancak; Irak’a bir yalanla demokrasinin (!) gelmesinden
… ben ve oğullarım çok mutluyuz.’’ şeklinde açıklamalarda
Biri çıksa ; ‘’Ulus devletleri yıkacağım, milliyetçilik, bulundu.
vatanseverlik gibi kavramları, tarihin derin karanlıklarına Oysa bu yalanla; 600 binin üzerinde Iraklı sivil ha-
hapis edeceğim, dini inançları ortadan kaldıracağım.’’ yatını kaybetti (kimine göre bu sayı 665 bin, kimine göre
dese, ‘’Bu adamın aklında zoru var.’’ deriz. de 1milyona yakın), 120 bin Iraklı yaralandı, sakat kaldı,
Bu adamlar deli filan değil! Bunlar emperyalist… binlerce kadına, kıza kocalarının ve babalarının yanında
Bunlar için insan hakkı, demokrasi, güzel ahlâk gibi tecavüz edildi. 2003-2010 yılları arasında Irak’ta yakla-
kavramlar, palavradan ibarettir. Yıllardır, ulus devletleri şık 5000 kadın kayboldu, kaçırıldı. Irak Kadın Özgürlük
ortadan kaldırma, milliyetçiliği, vatanseverliği ve dini Hareketi’ne göre bu kadınlar, fuhuş sektöründe çalıştırıl-
inançları yok etme planları kurarak, dünyanın efendileri makta… Çocuk ölümlerini dünyada hiçbir gazete, dergi,
olma rolüne soyunmaktadırlar. Bu efendi rolündeki in- televizyon, bunu gündemine taşımadı. 4,5 milyon çocuk
sanlar dünyayı tek elden yönetme düşüncelerini yeri gel- öksüz kaldı, babasız çocuklar, evsiz çocuklar... Bunların
diğinde açık açık ifade etmektedirler. Bu düşüncelerini, 600 bini sokakta yaşamakta…
zaman zaman istedikleri bölgelerde kargaşalık çıkararak, Dünya uyuşturucu ticareti, silah sanayi başta olmak
yeri geldiğinde gazete, dergi, sinema ve sosyal medyada üzere petrol sanayii ve daha niceleri, bu küresel efendile-
bilinçaltı tekniklerini uygulayarak, kullanarak göstermek- rin kontrolü altındadır. Çok uluslu şirketlere ait ürünler;
tedirler. beyaz eşyadan sabuna, otomotivden gıda sanayiine bütün
Bir memleketi siyasal olarak ele geçirmek istediklerin- ülkelerde listenin ilk sıralarında yer alırken, ülkeye ait
de, o yerdeki çıkarcı, ayrılıkçı gruplara maddi destekler mallar, ürünler ikinci sınıf hatta üçüncü sınıf muamelesi
sağlayarak, ilk hareketi başlatırlar. Her gün, televizyon görmektedir. Göz göre göre çok uluslu şirketler memle-
ve gazetelerde o ülkenin aleyhine, yalan haberleri, man- ketleri ele geçirmektedir.
şetlere taşıyarak sun’i gündem oluşturulur. En son aşama İngiliz yazar ve şair Aldous Huxley’in söyledikleri
silahlı müdahaledir. Bu müdahalelerin yetki belgeleri, ön- insanı oldukça ürkütüyor:
ceden hesap edilmiş, uygun kararları, Birleşmiş Milletler
‘’Bana öyle geliyor ki, bir ya da iki nesil sonra in-
Güvenlik Konseyinden, mazlumları koruma, özgürlükleri
sanların esareti sevmelerini sağlayan ilaçlara dayalı bir
koruma adına çıkarılır. Amaç;o yere sözde barış, kar-
sistem geliştirilmiş olacak. Böylece bütün toplum acı ver-
deşlik, huzur götürmektir.Nedense bu barış, İsrail zulmü
meyen bir toplama kampına dönüştürülecek ve insanlar
altındaki Filistinlilere hiç gelmez. Yugoslavya’da evladı
hürriyetlerinin ellerinden alınmasından mutlu olacaklar;
fatihan dediğimiz Boşnaklara, binlerce Boşnak öldürülür-
çünkü propaganda ya da ilaç kullanarak beyin yıkama
ken barış getirilmedi.
sonucu insanlar isyan etmeye dair bütün arzularından
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1441 sayılı arındırılmış hale gelecekler.”
kararı, 8 Kasım 2002 de almış, bu karara göre Saddam
ABD emperyalizminin çekirdeği sayılabilecek olan
Hüseyin rejiminin daha önce alınan kararlara uyması için
Dış işleri Konseyi ( CFR-Concil on Foreign Relations)
son çağrıdır. BM Güvenlik Konseyi, Irak’ın elinde var
üyesi olan, Paul Warburg; ’’ Her şey tek dünya devleti
olduğu iddia edilen toplu imha silahlarının ve konvansi-
için. Siz bunu, çok uluslu şirketlerin kârı olarak anlayın.
yonel olmayan silahların bulunup ortaya çıkarılması ve
Kim ne derse desin, yakın bir gelecekte tek dünya devleti
imha edilmesi amacı (!) güdülmekteydi.
kurulacaktır. Bunu gerçekleştirirken tek sorun; bunun
10 Gençlik Dergisi
uzlaşama ile mi yoksa işgalle mi olacağıdır.’’ demektedir. yapıldı. Rothschiller, Standart Oil Campany eliyle ve Al-
Tek dünya devleti… Global dünya… Dünyayı tek elden manya’daki Farben silah fabrikası,( bu iki şirket ortaktı)
yönetmeye göz dikenlerin hedefi bu! Nazi Almanya’sını madden destekleyerek savaş sırasında
Obama’nın arkasındaki akıl adamı, Zibigniew Breze- kârlarına kâr kattılar… Yine, Nazi Almanya’sını Maddi
sinski ; ‘’Ulus devletlerin tanımı artık değişiyor. Ulus- olarak destekleyen Yahudi banker ailelerden biri de Royal
lararası bankalar ve tekeller artık küresel ekonomiyi Dutch Shell şirketinin sahibi Samuel ailesiydi. O kadar
yönetmektedir.’’ demektedir. Rockefeller ise işi ; ‘’ Tek insan ölmüş, o kadar insan yersiz yurtsuz kalmış, insanlar
dünya devleti kurduğumuzda, dünya, daha mükemmel travmatik bir yaşam sürmüş, kimin umurunda…
ve istikrarlı olacaktır. Dünya bankerleri, dünya halklarını Bu küresel efendiler, Yugoslavya’da iç savaş çıkar-
özgürlüğe kavuşturacaklar.’’ şeklinde açık etmekte… dılar. Yine silah sanayileri harıl harıl çalıştı. Daha sonra
Tek elden yönetilen bir dünya… İnsanların nasıl düşü- Yugoslavya’nın yerine 8 devletten oluşan devletçikler
neceği değil, ne düşüneceğini, global dünyanın bu efen- oluşturuldu. İnsanlar, ne uğruna çıktığını bilmediği savaş-
dileri bize dikte ediyorlar. Tek elden yönetim, tek ordu, tan binlerce kayıpla çıktılar. Tarifi kelimelerle anlatılma-
tek din,tek elden sağlık hizmetleri, tek elden eğitim… yacak acılar, kayıplar…
Hep, bu efendilerin bize çizdiği yolda yürüyen, düşün- Orta Asya’ya girme isteği… 11 Eylül bahanesi…
meyen, sadece onların üretimine yardımcı olan robotlara Medyanın insanları manipülesi… Bütün bu olanlar yıl-
uygun görülen yaşam tarzı… Bu yaşam tarzına uygun larca üzerinde kafa yorulmuş, test edilmiş planlar idi.
insan tipi oluşturmak için televizyonlarda, sinemalarda, Nicolas Rockfeller’ın basına da yansıyan açıklamasında;
görsel –işitsel medyada ve ‘’ Afganistan’a gireceğiz.
sosyal medyada buna uy- “Tek elden yönetim, tek ordu, Hazar Denizinden petrol
gun manipüle ediliyoruz. hattı geçirip Irak’a girece-
tek din,tek elden sağlık
Herkesin izlendiği, herke- ğiz. Petrole kavuşacağız.
sin mercek altına alındığı, hizmetleri, tek elden eğitim… Oralara konuçlanacağız.’’
herkesin kontrol edildiği, demişti. Bütün bunlar
Hep, bu efendilerin bize çizdiği
bir dünya devleti oluştur- acımasızca gerçekleşti.
mak için… yolda yürüyen, düşünmeyen, Yalan haberler; günlerce
Tekbir din… Küresel televizyonlara taşındı,
sadece onların üretimine yardımcı
efendilerin uygun göreceği gazetelerde hep manşette
bir din anlayışı... Mevcut olan robotlara uygun görülen idi. İnsanlar ‘’ ne oluyor
olan bütün semavi dinlerin yahu!’’ bile deme cesare-
yaşam tarzı…”
ortadan kaldırılması ve din tini gösteremediler. Yön-
anlayışlarının gözden dü- lendirilmiş düşüncelerle
şürülmesi… Kabala öğretisi ile harmanlanmış Evangelist fikirlerin söylenmesi bile bertaraf edilmişti.
Protestan Müslümanlık... Tek bir para sistemi… Dünya Arap Baharı… Tunus’ta Muhammed Buazizi adlı sey-
ekonomisinin tek elden kontrolünün sağlanması… Ulusal yar satıcının, kötü muamele edilmesine tepki olarak ken-
kimliklerin yok edilmesi… Küresel efendilere tabi olmuş dini yakması ile başladığı zannedilen Arap Baharı. ABD
insan yığınlarının oluşturulması isteği… Zihin kontrolleri eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice: ‘’BOP ile Türkiye
ile ele geçirilmiş, robotlaşmış insanlardan oluşan, küresel dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek” sözünü niye sarf et-
efendilerin ‘’yap’’ dediğini yapan ‘’ yapma ‘’ dediğini mişti o zaman? Nasıl bir tevafuk böyle?
yapmayan robotik insanlar… Bilgisayar ve hizmet sek- Yugoslavya’nın dağıtılması para babalarından besle-
törü dışındaki bütün sektörlerin hizmet dışı edilmesi… nen Otbor hareketinin gösterileri sonucu oldu desek pek
Sanayileşmenin sonu… Uyuşturucu ve pornografinin kul- yanlış söylemiş olmayız. Aynı merkezden yönlendirilen
lanabilir hale getirilmesi ve yaygınlaştırılması… İnsanları Otbor hareketinin ikizi Canvas hareketi de Tunus’da,
işsiz bırakarak demoralize edilmesi ve alkol bağımlılığı, Mısır’da, vs. gösterilerini düzenlemeye başladılar. Sözde
agresif insan tiplerinin oluşturulması… İnsanların olay- işçi hakları, insan hakları… Asıl amaç; ABD çıkarlarına
lara karşı duyarsız bir hale getirilmesi… Memleketlerde uymayan hükümetleri, hizaya getirme….
kaosların çıkarılması, mevcut devletlerin iç ve dış ilişkile-
Türkiye’nin de bulunduğu 22 ülkenin sınırları değişe-
rinin kontrol edilmesi… Küresel efendiler böyle istiyor!
cek… BOP’un merkezinde Türkiye var. İsrail’in hayali
Yine; Dış İşleri Konseyi’nin (CFR’nin)önemli isimle- vaad edilmiş toprakların bir bölümü ülkemizin sınırları
rinden Samuel Hangtington ‘’ Medeniyetler çatışacak.’’ içinde.
derken, dünyayı büyük bir satranç tahtasına benzetiyor.
Maazallah Türkiye’ye bir şey olsa; İslam âlemi diye
Bir tarafta dünyanın yeni efendileri ki bunlar 13- 14 ai-
bir şey kalır mı?
leden oluşan global dünyaya yön verenler, diğer tarafta
Her Müslüman Türk evladı, bu soruyu kendi öz nefsi-
Afrika, Asya ve hatta Avrupa’nın mazlum halkları…
ne sormalı. “Yeni dünya düzeni” diye dayatılmak istenen
Savaşlar; küresel efendilerin vaz geçemediği bir ya-
İsrail’in güvenliği… İsrail’in dünya devletinin kurulma-
tırım aracıdır. Bir yandan silahlarını pazarlarken, diğer
sı…
taraftan ulus devletlerin dağıtarak yeni devletçikler oluş-
Aklımızı başımıza ne zaman devşireceğiz?
tururlar. Bunu ilk uygulaması İkinci dünya savaşında
Description:“Kanunlar örümcek ağına benzer, eşek arıları deler geçer, sinekler takılır.” Bunlar emperyalist… Bunlar için insan hakkı, demokrasi, güzel ahlâk gibi.