Table Of ContentHalit ERTUĞRUL
Aşk Böyle
Yaşanır
Nesil Yayınları
Aşk Böyle Yaşanır
HALİT ERTUĞRUL
Yayın Yönetmeni: Selahattin Arslan
Editör: İsmail Fatih Ceylan
Mizanpaj: İsmail Ceylan
Kapak: Mesut Sarı
Üretim: Ali Osman Macit
ISBN: 975-8499-80-7
Baskı: Mart 2005
Baskı-GU: Nesil Matbaacılık
NESİL YAYINLARI Sanayi Cd. Bilge Sk. No: 2
Yenibosna 34196, Bahçelievler/ İstanbul
Tel: (0212) 551 32 25 pbx
Faks: (0212) 551 26 59
İnternet: www.nesilyayinlari.com
e-posta: [email protected]
© Fikir ve Sanat Eserleri Yasası gereğince bu eserin yayın hakkı anlaşmalı olarak Nesil Basım Yayın'a aittir.
İzinsiz, kısmen ya da tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz.
Eğitimci-yazar Halit Ertuğrul, 1956 yılında Adıyaman'ın Besni ilçesinin Şambayat Nahiyesinde
dünyaya geldi. İlkokulu doğduğu yerde, Ortaokul ve Öğretmen Okulu'nu da Kırşehir'de okudu.
Daha sonra Niğde Eğitim Enstitüsü ve Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim
Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı'ndan mezun oldu.
Cumhuriyet Üniversitesi, Kamu Yönetimi, Yönetim Bilimleri Bölümü'nde YÜKSEK LİSANS;
Sakarya Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü'nde de DOKTORA çalışmalarını tamamladı.
Yurdun çeşitli yerlerinde ilkokul öğretmenliği, okul müdürlüğü, Millî Eğitim Şube Müdürlüğü ve
Millî Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilâtına geçerek,
Kurul Uzmanı ve Bakan Danışmanı olarak çalıştı. Akademik çalışmalarını tamamlayan Halit
Ertuğrul, çeşitli üniversitelerde yöneticilik ve öğretim üyeliği yaptı.
Meslek hayatı boyunca, eğitim ve kültür alanında elliye yakın kitapları ve çok sayıda da makale ve
yazılan yayınlandı. Kitapları çok sayıda ödül aldı ve çeşitli dillere çevrildi. Ayrıca, kitaplarının
bazıları da, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından tavsiye edildi.
Yayınlanan kitaplarından Kendini Arayan Adam, Düzceli Mehmet, Aysel, Selim ve Hande, Canan
gibi eserleri baskı rekorları kırdı.
Okuyucularıyla çok yakın bir iletişim içinde olan Halit Ertuğrul, her gün onlarca mektup, telefon,
e mail ve mesaj almaktadır.
Halit Ertuğrul evli ve iki çocuk babasıdır.
www.halitertugrul.com
e-mail:[email protected]
YAYINLANMIŞ ESERLERİ
Kendim Arayan Adam
Kendimi Buldum
Düzceli Mehmet
Aysel
Aşk Böyle Yaşanır Yeni Bir Hayat
Dünyayı Ağlatanlar
Uçurumdan Dönüş
Gençlik Mektupları
Adım Adım Evlilik
Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi
Kültürümüzü Etkileyen Okullar
Dünyama Bahar Geldi
Eğitimde Bediüzzaman Modeli
Kendimizi Nasıl Yetiştirelim
Öğrencinin Başarı Kavuzu
Öğretmenin Basan Havuzu
Siz Kimsiniz?
Çocuğumu Bana Verin
Selim ve Hande
Kitap Okumada Yeni Teknikler
Canan
Bilimsel Çalışmada Yeni Teknikler
Emre
Okuyuculardan ibretli Mektuplar
Günümüzden Hizmet öyküleri
Öğretmenlerden Hizmet Öyküleri
Kendini Arayan Kadın
Aradığını Bulan Kadın
Gizemli Davet
Üniversite Sınavını Nasıl Kazandım?
İÇİNDEKİLER
Önsöz
Aşk böyle yaşanır
İşte aşk budur
İbretli bir aşk imtihanı
Âşık olanlar beni dinleyin
Aşkımı lekelemem
Aşkımıza saygımdan dolayı evlenmedim
Aşkı doğru yaşayın
Örnek bir aşk...
Gerçek aşkın yolları
Kuru bir aşk yeter mi?
Anamın aşkı babamdı... Babamın aşkı vatandı
Hata ettim
Aşkın ruhu inançtır
Aşkımı ciddiye almıyorlar
ÖNSÖZ
"Aşk", baş tacı edilecek, kalbin en temiz yerinde saklanacak bir duygu iken;
maalesef onu ayağa düşünenler oldu. Aşklarını ayağa düşüren insanlar ise, ne
yazık ki kendileri de ayağa düştü.
"Aşk" diye ete-kemiğe sarılanlar, "aşk" diye her türlü değerleri ayaklar
altına alanlar, aşktan nasipsiz insanlardır. Çünkü aşk insan ruhunu temizler,
olgunlaştırır, kişiyi ulvi duygularla donatır.
Günümüz insanının ve özellikle de günümüz gençlerinin en fazla problem
yaşadığı konuların başında "aşk" gelmektedir.
Okuyucularımdan bana ulaşan mektupların önemli bir kısmı, "aşk"
konusuna yer vermekte, aşkla ilgili hatıralar, acı-tatlı olaylar sunmakta ve
bilgiler istemektedir.
"Aşk Böyle Yaşanır" kitabı; "aşk" diye yanlış ilişki içinde olan ve çok
zaman da bu uğurda kişilik değerlerini yitiren bazı insanlara örnek olması,
dileğiyle hazırlanmıştır.
Bu kitap; baştan sona kadar yaşanmış ve nefes kesen ibretli olaylarla
doludur. İnanıyorum ki bu kitabı okuyan bir insan asla yanlış bir "aşk"
yaşamayacaktır.
Kalbinizde, ailenizde ve çevrenizde pırıl pırıl, dupduru bir sevgi bağının
oluşması dileğiyle... İmanınız ve insanlığınız aşkınız olsun.
LEYLA İLE MECNUN EFSANESİ GİBİ
Göz yaşlarımı sile sile bir hal olmuştum. O güne kadar
kalbimin böylesine dayanılmaz bir heyecan içinde çarptığını
hiç hatırlamıyorum. Anlatılan olaylar o kadar yakıcı ve o
kadar hazindi ki, dayanmak mümkün olmuyordu. Bu aşk
hikâyesi dünyamı allak-bullak etmişti.
İnanılmaz bu olaylar serüveninde bazen göğüs kafesim
daralıyor, bazen de ibret ve hayret içinde "Allah Allah, bu
kadar da oluyor ha" diye kendi kendime mırıldanıyordum.
Çünkü yaşanan bu gerçek aşk hikâyesi, çok etkileyici, çok
çarpıcı ve çok düşündürücüydü. Bu yüzden "Gerçek aşk,
böyle yaşanır" demekten kendimi alamıyordum. Sanki ünlü
Leyla ile Mecnun efsanesi yeniden yaşanıyordu.
Dayanamadım.
- Dur, Allah aşkına, dedim. Bu anlatılanlar öyle basit şeyler
değil. Bunları dinleyenler de birkaç kişiden ibaret kalmasın.
Bu tertemiz, dupduru aşk hikâyesine, "aşk" diye her türlü
rezaleti yaşayan günümüz insanlarının çok ihtiyacı var. Bu
gerçek aşkı, onlar da duymalı ve dinlemeli ki "Aşk dediğin
böyle yaşanmalı, bizimki aşk değil, insan pazarlama"
diyebilsinler.
Kazalardan, felaketlerden ve çeşitli hastalıklardan dolayı
yatağa mahkûm olmuş, altın kalpli pırıl pırıl bir erkekle;
melekler gibi tertemiz bir hanımın yürekler yakan bir
dramdaki aşklarını not etmeye karar verdim. Çünkü bizi
saatlerdir ağlatan bu aşk öyküsü, "aşk" diye hayatı zehir
edenlere sunulmalıydı. Sunulmalıdır ki, gerçek aşkın büyüsü,
sihiri ve hazzı anlaşılsın.
Yatağa mahkûm olmuş tığ gibi delikanlı ile, bir namus ve
sevgi abidesi genç bir hanımın anlattıkları "Gerçek aşk
hikâyesi"ni dinlemeye başladık.
HİKMET İLE İFFET
Dayanabilenler buyursun...
Evin beyi Hikmet, o tatlı ve masum üslubuyla anlatmaya
anlatıyordu:
- Hocam ben hanımımla hemşehriyim. Aynı mahallede
büyüdük. İlkokulda, ortaokulda beraber okuduk. Hanım
ortaokuldan sonra okumadı. Ben ise liseye devam ettim.
Hanım tarafı mahallenin en zenginiydi. Biz ise, tam tersine
en fakiriydik. Yani bırak bu hanımla evlenmeyi hayal etmek,
onların evlerinin önünden bile geçemezdik. O kadar çok farklı
hayat düzenimiz vardı.
Allah için hanım da çok güzeldi. O çevrede dan daha güzel
bir kız yoktu. Ben ise, esmer, garip ve kendisine çok iyi
bakamayan sıradan birisiydim. Bu iki tarafın nasıl olup da bir
araya gelmesine ben de şaşırıyorum. Demek ki, Allah
yazınca, "ol" deyince, her şey oluyor.
Ortaokul son sınıftayken bizim hanıma karşı içten içe bir
sevgi ve bir ilgi duyuyordum. Ama bunu açıktan belli etmem
ne mümkün? O kim, ben kimim? Sonra ailesi duysa bizi
parçalar, oralardan sürgün eder. Çünkü onların çevresi çok,
belâlı insanları var, mal-mülk çok fazla, istediklerini
yaptırırlar.