Table Of ContentSELÇUKLU ARAŞTIRMALARI MERKEZi
SEL
Vtrqisi
1. SADREDDiN KONEVi
ÖZEL SAYISI
Sayı : 4 OCAK- 1989
Sahibi:
Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi Adına
Prof. Dr. Halil CİN
Rektö:r
Dergi Hazırlfk Komisyonu :
Prof. Dr. Yılmaz ÖNGE CBruşka;n)
Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZÖNDER CBaşkan Yrd.)
Doç. Dr. Haşim KARPUZ CÜye)
Dr. Mikivil BAYRAM CÜ ye)
çıkan yazıların sorumluluğu, yazı
( Dergide sahiplerine aittir . ..)\
'·--~-------------------------
Adres Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü - Selçuklu Araştirmaları Merkezi
Tel. : 112 09 91 - 112 09 97 K O N Y A
İÇİNDEKİLER
AÇIŞ KONiUŞMASI
- :Prof. Dr. Halil CİN
I. Sadreddin Konevi Sempoz,yumu'nu Açış Konuşması 3
TEBLİGLER
- Prof. Dr. Şerafeddin GÖLCÜK
Sadreddin Konevi · (1:210- 112/7'4) 13
-Yrd. Doç. Dr. H. Kamil YH,MAZ
Sadreddin Konevi'nin Hadis Erbain Şerhi 17
- Doç. Dr. Mustafa UZUNPOSTALCI
Şeyh Sadreddin Konevi'nin Vasiyyeti 37
- Doç. Dr. İsmail YAKIT
Sadreddin Konevi'de Ahlak Felsefesi 45
- Dııç. Dr. Mehmet DEMİRCİ
Sadreddin Konevi ile Mevlana Celaleddin'in Münasebetleri Hakkında 57
- Prof. Dr. A. Osman 1\:0ÇKUZU
Sadreddin Konevi'nin Hadisçiliği . o o 69
- Yrd. Doç. Dr. A. Necla PEKOLCAY
Sadreddin Konevi'den Mevlana'ya İslam Çevresindeki Edebiyatın
Gelişme Seyri o o o o o o o o o o o o o o o o o o o o o 85
-Doç. Dr. Ramazan AYVALLl
Sadreddin Konevi'nin ilmi Şahsiyeti 91
o o o o. o
- Yrd. Doç. Dr. İrfan GÜNDÜZ
Sadreddin Konevi'nin Eş-Seceretün-na'maniyye Fi'd-Devleti'l-Osma-
niyye'ye Y~tığı Şerhin Değerlendirilmesi o o. o o o o•• o o o o o o o o o o o o • o o 10'1
- Uzm. Mustafa CAN
Sadreddin Konevi'nin Eserleri ve ~ütüphanesi 113
- Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZÖNDER
Sadreddin Konevi Ma'muresi'nin Mimari Teşekkülü . 129
o. • o o o o o • o. o o o o o o
SEMPOZYUMDAiN GÖRÜiN'IIÜLER
'
1
~
ı
AÇIŞ KONUŞMASI
I. SADREDDiN KONEVi SF!MPOZYUMU
AÇIŞ KONUŞMASI
23 MART 1988
Prof. Dr. Halil CİN
Rektör
Türk milleti yalnız kahramanlık ve cengfwerlikle değil, fikir,
düşünce ve medeniyette de insanlık tarihinin en şerefli sayfalarını
işgal eder. Tarih, Türk medeniyetinin büyük ağırlık ve c'iddiyetini
taşır. Avrupada çağdaş medeniyetin temelini teşkil eden rönesans
hareketinin oluşumunda Türk-İslam düşünce ve medeniyetinin bü
yük etkileri vardır. Türk milletinin medeniyete h'izmetleri bilinme
den gerçek bir medeniyet tarihi yazılamaz. Çocuklarımıza milletimi
zin kahramanlıklarmdan önce kültür ve medeniyetteki üstünlükleri
ve medeniyet tarihine hizmetleri öğretilmelidir. Türk ilmi ve düşün
ce ta-rihine güçlü projektörlerle bakıp, tarihin ihmal bulutlarını Türk
medeniyetinin parlak eserleri üzerinden kaldırmak gerekir.
Tarihini bilen ve bildiren m'illetler Dünya tarihindeki yerlerini
daima muhafaza ederler. Atatürk'ün dediği gibi, "Türk çocuğu ec
daciını taıudl!kça daıha büyük işler yapmwk için ke:nd~nde kuv,vet bu
lacaktır."
Türk çocuğunun ecdadını tanıması ise ancak milli tarihini bil
mes'i ve onu sevmesi ile mümkün olabilir. Bunu yapacak olan şey
ise milli eğitimdir.
Büyük devletler kura:n ecdadımız büyük ve şumullü medeniyet
lere de sahip olmuştur. iBunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve dün
yaya bildirmek milli şuur ve kimliğimizin Türk gençliğinin kafasına
nakşedilmesi 'için gerekli eğitim ve pedagoji çalışmalarını yapmak
çok önemli bir görevdir.
Türk milletinin tarihi sanıldığı gibi yalnız Osmanlı tarihinden
ibaret değildir. Türk'ün tarih'i çok eski deviriere kadar gitmektedir.
Atatürk'ün tarih inkılabı, Türk milletine benliğini kazandırmış-
4 Prof. br. ilaiii Cin
tır. "Ne mutlu Twk'üm diyene" sözünde de bu gerçek ifade edilmek
tedir.
Milli şuuru besleyen tarihtir. Zira milli şuur binlerce yıllık b'ir
tarihin içinden süzülerek billurlaşır. Bernar Shaw'un Amerikalılara,
"Bizdm biraz paraya, siZin ıbiiraz maziye ihtiyacınız var" 1sözü anlam
lı olduğu kadar doğrudur da. Tar'lh şuuru bir bakıma .vatan ve mil
let şuuru, milli kültür ve kimliğine sahiplik şuurudur.
İşte Selçuk Üniversitesi bu düşünce ve heyecanla üçbuçuk yıl
dan berl Türk kültürü ve medeniyet tarihinin çeşitli kişi ve müesse
selerini bil'imsel toplantılarla halkımızın huzuruna getirmektedir.
Bu anlayışın sonucu olarak bugün de büyük Türk düşünürlerinden
birini hem de Konya'da yaşamış olan büyük bir fikir ve düşünce
adamını gençliğe ve sizlere tanıtmak amacıyle Sadreddin Konevi
Sempozyumunu düzenlemiş bulunuyoruz.
Gerek maddi, gerekse manevi sahada bugünkü medeniyetin te
melleri mazided'ir. Şu halde maddi ve manevi nimetleri ile bugünkü
medeniyeti hazırlayanları şükranla anmak, tabii bir in'sanlık görevi
olduğu kadar, sahip olunan medeniyeti daha iyi ve daha mükemme
le götürmek ve onu yarınlara aktarabilmek için medeniyete hizmet
eden gayretleri tanımak da tabi'i ve .hatta vazgeçilmez bir zaruret
olmaktadır.
Milletler, tarihi şahsiyetleri ile vardırlar. İnsanlık alemi içinde
varlığını gösteremeyen, insanlığa birşeyler verip insanlığın dikka
tini kendi üzerine çekerneyen milletler "milli şahsiyet"lerini ortaya
koyamamış, "hülrmet edilmeye değer lbir şah,siyet"e ulaşamamış de
mektirler. Dolayısiyle dünyaya hitap eden, sesini dünya ufuklarında
duyuran tarihi şahsiyetler, menrsubu bulundukları milletin "saygı
değer şahısiyeti"ni oluştururlar. Sadreddin Konevi, Türk düşünce ta
rihinin "saygıdeğer şahsjyeti"ni temsil eden abide şahsiyetlerden
dikkate değer birisidir.
İslam, Araplar arasında doğmuştur. Adını ve ağırlığını bu din
den alan "İslam medeniyeti", bu dine gönül verm'iş milletierin ese
ridir. Gözü pek, gönlü tok olan Türk milletinin, İslam için yüzyıllar
boyu canını ve kanını hiç e1sirgemediğini bütün dünya bilmektedir.
Fakat, yüce bir gayeye, muka:ddes bir ideale yalnızca kılıç saliaya
rak hizmet etmen:in mümkün olmadığını, olamayacağını da herke
sin bilmesi gerekir. Kılıcın toplulukları dize getirdiği, tarihte çok gö
rülen hadiselerdendir. Aman tanımaz "Moğol kılıcı" bunun en açık
ve en acı örneğidir. Amma, bu kasırganın, ardında, kan acı ve ıstı-
Selçuk Dergisi I. Sadreddin Konevi Özel Sayısı 5
rEllptan başka birr şey bırakmadığı "ilbret levhası" gibi duran tarihi
bir hakikattir. Halbuki, hemen hemen dünyanın yarısına hükmetme
ve hakimiyetini yüzyıllar boyu sürdürme başarısı, kılıcın ötesinde
başka kabiliyetlerle, başka fazilet ve üstünlükle sağlanmış olmak
gerekir.
Türk dehasıyla İslam Medeniyetine hizmet etmiş seçkinleri, bir
kaç a}datıcı bahaneyle, aslında ise tarihi kin ve kıskançlıkla, arab'a,
acem'e. .. mal etmeye çalışanlar eksik değildir. Ancak, keskin kılıcı
ve beceri!kli idaresi ile İslam'a ve İslami değerlere asıdarca hizmet
etmiş .olan Türk milleti, parlak zeka'sı ve akli dehası ile de İslam Me
deniyetine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Mimar Sinan Cı489-
ı578), Mimar Mehmet Ağa ( ? -ı 742) ... ve benzerierin eliyle İslam
Coğrafyasını elmas gibi işleyip süsleyen bu millet, Farabi (870-950),
İbni Sina (980- ı037), Biruni (973 - ıo84), İbn Türk Cöl. 9. yüzyıl), Ali
Kuşçu Cöl. ı474) ... gibi büyük dahileriyle de felsefe, mantık, mate
matik, tıb ve tabii ilimler sahasında sayısız fetihlerde bulunmuş, saf
dini ilimlerde İsmail oğlu Mehmet Buhari C8ıo -870), Ebu's-Suud
(1490- ı574) .. .ları yetişıti:rmiş; Fuzuli (1494 ı560), Şeyh Galip
cı 757- ı 799) .. .lerl e ebedi sanatların burcuna bayrak dikmiş, Ahmed
Yesevi C?-1166), Yunus Emre Cı238- ı320) Mevlana Celaleddin Ru
mi cı207- ı273) .. .lerle de mana alemine nüfUz yollarını keşfetmiş
builunmaktadırr. İşte Sadrreddin Konevi, bu sonuncu kafilen:i.n. seçkin
üyelerinden biridir.
insanlığa, Türk ilim ve kültür hayatına hizmeti gaye edinmiş
olan Selçuk Üniversitesi, özbe öz Konyalı olan Sadreddin Konevi'yi
tanıyıp tanıtarak da içinde yaşadığı şehire; Konya'ya ve Konyahya
hizmeıt etme, şükran borcunu ödeme arzu ve ümidinin gurur ve he
yecanı içindedir.
Kaynakların belirttiğine göre Sadreddin, Konya'lı bir aileye men
supdur. 'İlerde nasıl bir hüviyete bürüneceği bilinmeyen yüzlerce ço
cuktan biri olarak dünyaya gelen Sadreddin Konevi'nin ı2ıo tari
hinde Malatya'da doğduğu tahmin edilmektedir. Menakıbu'l-Arifin
sahibi Ahmed Eflaki'nin sıkça belirttiği üzere Sadreddin Konevi'nin
geniş imkanlada refah içinde b'ir hayat geçirdiği de dikkate alınır··
sa, babaiSı Mecdılddin İshak'ın, Selçuklu Sultanlarının itibarını ka
zanmış bir "Bey" olduğu rivayetlerini kabul etmek gerekir. Büyük
mutasavvuf İbnu'l-Arabi'ye (1165- ı240) fikri ve fiili yakınlığı, onun
yanmda ve onun fikirleriyle yetişip geliştiği, her vesile ile kendini
göstermektedir. Hocasını görmek için Halep ve Şam ... gibi diyarlara
gittiği, uzun süre ıbura;larrda kaldığı, büyük üstadı ile hemhal olduğu
Description:Dr. N. Keklik, Muhyiddin :bbnü'l-Arabi, s. 1ı52; Prof. Dr. N. Keklik,. Sadreddin Konevl tbn el-Arabi'nin 'Fususel-Hike- mi'ni en iyi şekilde şerh ve.