Table Of ContentCHRIS HARMAN
ZOMBİ KAPİTALİZM
KÜRESEL KRİZ VE
MARX’IN YAKLAŞIMI
ÇEVİREN Ali Çakıroğlu
Marx-21 Kitap Dizisi-3
Chris Harman
Zombi Kapitalizm: Küresel Kriz ve Marx’ın Yaklaşımı
1.Baskı marx-21 yayınları, İstanbul, Kasım 2012
Zombie Capitalism: Global crisis and the relevance of Marx
by Chris Harman
First published in July 2009, Bookmarks, London
Çeviri: Ali Çakıroğlu
Editör: Chris Stephenson
Kapak ve Uygulama: Fatih Aydemir
Düzelti: Simin Gürdal
Baskı-Cilt: Yön Matbaacılık
Davutpaşa Cad. Güven San. Sit. 75/2 B Blok 1. Kat No: 366
Topkapı/İstanbul Tel: 212 544 66 34
© Bütün yayın hakları Uluslararası Akım Tanıtım Yayıncılık Tic. Ltd.
Şti.’ye aittir.
ISBN: 978-975-8442-07-2
Süslü Saksı Sok. No:22/2
Beyoğlu/ İstanbul
Tel/Faks: 212 249 28 66
Web: www.marx-21.net
e.mail: iletiş[email protected]
İçindekiler
Giriş.......................................................................................................5
Birinci Kısım: Sistemi Kavramak: Marx ve Sonrası ...........................17
1. Marx’ın Kavramları .................................................................19
2. Marx ve Eleştirmenleri ............................................................37
3. Sistemin Dinamiği ...................................................................49
4. Marx’tan Sonra: Tekel, Savaş ve Devlet .................................77
5. Devlet Harcamaları ve Sistem ...............................................107
İkinci Kısım: 20. Yüzyılda Kapitalizm .............................................125
6. Büyük Buhran ........................................................................127
7. Uzun Canlılık .........................................................................143
8. Altın Çağın Sonu ...................................................................171
Üçüncü Kısım: Küresel İstikrarsızlığın Yeni Çağı ............................205
9. Hayallerle Geçirilen Yıllar ....................................................207
10. Yeni Çağ’da Küresel Kapitalizm ...........................................231
11. Finansallaşma ve Patlayan Balonlar ......................................251
Dördüncü Kısım: Kontrolsüz Sistem ................................................277
12. Sermayenin Yeni Limitleri .....................................................279
13. Kontrolsüz Sistem ve İnsanlığın Geleceği .............................295
14. Üstesinden Kim Gelebilir? ....................................................299
Notlar ................................................................................................321
Terimler Sözlüğü ...............................................................................361
Dizin ..................................................................................................371
CHRIS HARMAN (8 Kasım 1942 – 7 Kasım 2009)
Sosyalist İşçi Partisi’nin (www.swp.org.uk) önde gelen üyelerinden biri
olan Harman, aralarında A Peoples History of the World (Bookmarks
1999, Verso 2008), Revolution in the 21st Century (Bookmarks 2007), The
Fire Last Time: 1968 and After (Bookmarks 1988), The Lost Revolution:
Germany 1918 to 1923’nin (Bookmarks 1982) de yer aldığı birçok kitabın
yazarıdır. Uzun yıllar Marksist teori dergisi International Socialism’in
(www.isj.org.uk) editörlüğünü yürüttü. 2009 yılında bir konferans için
gittiği Kahire’de öldü.
Harman’ın çok sayıda yapıtı arasından Türkçe’de yayımlanan kitapları
şunlardır: Halkların Dünya Tarihi (Yordam Kitap 2011), Kaybedilmiş
Devrim Almanya 1918 - 1923 (Pencere Yayınları 2011), Neoliberalizm ve
Sınıf - Alex Callinicos ile birlikte (Salyangoz Yayınları 2006)
‹ 1
Yayınevinden
Burjuva yorumcular bile 2008’den bu yana “kapitalizmin krizi”nden
bahsediyorlar.
Chris Harman tarafından yazılan bu kitabın büyük bölümü 2008’de
finansal kriz patlamadan önce yazılmıştı. Harman’ın da giriş bölümde
açıkladığı gibi, 2006’da egemen olan kapitalizmin krizsiz bir şekilde
genişlemeye devam edecek bir yol bulduğu yanılsamasına karşı yazmaya
başladı. Ekim 2008’e gelindiğinde kitap bitmek üzereydi. Ancak Harman
kitabın neredeyse üçte birini -50,000 kelimesini- atmak zorunda kaldı
ve krizin neden geldiğini tartışan ayrıntılı ampirik argümanlar yerine
halihazırda patlamış olan krizin analizini ekledi.
Harman politik hayatı boyunca sürekli olarak kapitalizmin krizlere
eğilimli olmaya devam ettiğini tartıştı. Bu kitabın yayımlanmasından yirmi
yıl önce iki kitabı –“Tımarhane Ekonomisi” ve “Krizin Açıklaması”- ve
International Socialism Journal’da bir kitap uzunluğunda yirmi kadar
makalesi yayımlandı. Her seferinde çok ciddi ampirik ayrıntılarla birlikte
kapitalizmin neden istikrarlı olmadığını açıkladı. Bununla birlikte, krizin
motorunun Karl Marx’ın açığa çıkardığı gibi kar oranlarının düşme eğilimi
olduğunu tartıştı. Harman defalarca özellikle ABD’de biriken kamu ve
özel borçlara işaret ederek ABD ekonomisinin sürekli büyümesinin er ya
da geç 2007-2008’de olduğu gibi patlayacak bir saatli bombayı gizlediğini
ifade etti.
Bir krizin olacağını öngörebilmek, hatta bu krizi tetikleyecek
mekanizmaların neler olabileceğini tahmin etmek zorunlu olarak krizin
zamanını öngörmenize izin vermez. Öyle olsaydı, Harman daha sonra
atacağı 50.000 kelimeyi yazma çabasından kendini kurtarabilirdi. Kapitalist
ekonomi doğrusal olmayan ve geri bildirimli döngüleri ile fiziksel bir
sisteme benziyor, fizik biliminin kullandığı anlamda “kaotik”. Girdilerdeki
küçük değişiklikler çıktılarda büyük değişikliklere neden olabiliyor. Kaotik
bir fiziksel sistemde istikrarsızlığı yaratan güçleri ve sonucunda ortaya
çıkan istikrarsız davranışın doğasını analiz etmek mümkün, ancak ayrıntılı
bir şekilde ne olacağını ve özellikle de ne zaman olacağını öngörmek
mümkün değildir. Bu kayıtla, Chris Harman’ın kapitalizmin krizi çalışması
tekrar ve tekrar pratikte teyit edildi.
Chris Harman’ın kapitalist kriz teorisine ilk büyük katkısı, ne ilginçtir
2 ›
ki batı kapitalizminin değil, Doğu Avrupa devlet kapitalisti ekonomilerinin
analizidir. Harman’ın “Doğu Avrupa’da Bürokrasi ve Devrim” kitabı
1974’te 32 yaşındayken basıldı. 1953’de Doğu Almanya, 1956’da
Macaristan ve Polonya, 1968 Çekoslovakya ve 1971’de yeniden Polonya
ayaklanmalarını analiz etti. Bu büyük sosyal mücadelelerin ekonomik
kökenlerine özellikle ayrıntılı bir şekilde baktı ve olağanüstü bir önseziyle
devlet kapitalisti ekonomilerde krizlerin genel mekanizmalarını açıkladı.
Çoğunluk halen Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği’ne “gerçek ve yaşayan
sosyalizm” olarak bakarken, Harman bu devlet kapitalisti toplumları
krize sürükleyecek olan sosyal ve ekonomik mekanizmaları ortaya
çıkarmak için Marksist metodu kullanıyordu. Ekonomik olanı politik
olanla ilişkilendirerek, Sovyet Ordusunun Doğu Avrupa’da ayaklanmalara
engel olduğunu, ancak Doğu Avrupa’da altta yatan çok belirgin ekonomik
problemlerin aynı zamanda Sovyetler Birliği’ni de etkilediğini yazıyordu:
“Rus ekonomisi, Doğu Avrupa’da ayaklanmalara yol açan aynı dengesizlikler,
aynı bozuk giden büyüme oranları belası içinde. Bir noktada Kremlin’deki
monolitin kendisi de çatlayacak.”
1989’a gelince ekonomik problemlerin yarattığı bu koşullarda, Sovyet
ordusu artık Doğu Avrupa’ya müdahale edebilecek güçte değildi. Bu
durum ayaklanmaların ve oralarda rejimlerin yıkılmasının yolunu açtı. Bu
da, iki yıl sonra, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasına neden oldu. Harman’ın
1974 analizi teyit edildi.
Ancak Marksist analiz sadece öngörmekten ibaret değildir, aynı
zamanda mücadeleyi biçimlendirmek üzere müdahale etmekle ilgilidir.
Karl Marx’ın açıkladığı gibi “İnsanlar tarih yapar, ancak kendi tercih
ettikleri koşullarda değil”. Saf öngörü pasifliğe yol açar. Öngörülerimiz
tepkilerimizi şekillendirebilir, ancak eylemlerimizi ertelememelidir.
2008 krizi sonrası, burjuva ekonomi yorumcuları dahil çok sayıda kişi
“kapitalizmin nihai krizi” ya da “kapitalizmin sonu”ndan bahsetmeye
başladılar. Chris Harman onları da düzeltmekte hızlı davrandı. 2008’de
yaşanan kriz geleceğini ifade ettiği krizlerin bir parçasıydı. Ancak şeytan
ayrıntıda gizlidir. Devletin aşırı genişleyen ekonomik rolü (“klasik
kapitalizm”le karşılaştırıldığında) krizi ertelemek için yönetici sınıfa çok
sayıda fırsat verdi. Bir kez daha, Harman’ın analizi hayatının son yılında
(Kasım 2009’da öldü) kesin olarak teyit edilmişti.
Kriz ve sosyal hareketlerin yükselmesi arasında otomatik bir ilişki ve
başarısı için bir garanti yok. Politikayı ve mücadeleyi ileri doğru taşımamıza
yardımcı olacak somut analizlere ihtiyacımız var. Şimdi komşumuz
‹ 3
Yunanistan’da şiddetli bir kriz ve işçi sınıfına vahşi bir saldırı yaşanıyor.
Bunun sonucunda hem işçi sınıfı hareketi hem de çok ciddi faşist bir tehdit
yükseliyor. Bir kaç yıl önce Altın Şafak dalga geçilecek kadar küçük bir
gruptu şimdi polisin göçmenlere, işçilere ve sola karşı saldırısında polisin
temel ittifakı oldu.
Bu kitabı Türkçe yayımlamak isteğimizin nedeni çok açık ki, Türkiye
dünyadaki gelişmelerden bağımsız değil ve Harman’ın analizi parçası
olduğumuz dünya sisteminin tüm dinamiklerini anlamamıza yardımcı
oluyor. Ancak, 2008 beş yıl önce idi ve bu kitap dört yıl önce ilk kez basıldı.
Şimdi ne öğrenebiliriz? Aslında kar oranlarının düşme eğilimine ilişkin
temel tartışmalar Marx’ın yaşadığı dönemde başlıyor ve halen güncel.
“Türkiye ekonomisinin” şu anda krizde olmadığı gerçeğini de görmezden
gelemeyiz. BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ekonomileri gibi
Türkiye ekonomisi de halen büyüyor her ne kadar örneğin Çin’den çok
farklı bir durumda olsa da. Çin çok büyük bir ticaret fazlasına sahipken
Türkiye’nin büyük bir dış ödemeler açığı var.
Eğer Türkiye’de sosyalist politikayı bugünden inşa etmek istiyorsak
dünyadaki krizle buradaki potansiyel kriz arasındaki ilişkiyi de
anlamamız gerekiyor. Kriz Türkiye kapitalist sınıfına da gelecek, ama ne
zaman olacağını tam bilemeyiz. Bir balon ekonomisinin tüm belirtileri
yaşanıyor. Devam eden ve derinleşmekte olan dünya ekonomisindeki
durgunluğun Türkiye kapitalizmine etkileri sonsuza kadar ertelenemez.
Ancak, sol açısından basitçe krizi beklemek yıkıcı bir hata olur. Şu anda
gerçekleşmekte olan küçük mücadelelerde yakın gelecekteki büyük
mücadelelerin tohumlarını görüyoruz. Kapitalistler ve onların hükümeti
“kemer sıkma politikaları”nı şimdi başlatmaya çalışıyorlar. Her mücadele,
her kendini örgütleme çabası krizin politik sonuçlarının gericilik yerine
direniş ve değişim olmasını garantileyen mücadelemiz için küçük bir
katkıdır. Bu kitabı yayınlayarak aşağıdan harekete şimdi ve burada bir
katkıda bulunmayı umut ediyoruz. Bizler her zaman birden fazla olası sonu
olan bir hikaye içinde yaşıyoruz.
Editör
Chris Stephenson
‹ 5
Giriş
İstikrarsız bir dünya
İstikrarsız bir dünyada yaşıyoruz, istikrarsızlık artacak gibi. Bir milyar
insanın her gün açlık çektiği bir dünyada yaşıyoruz, açlık artacak gibi.
Çevreyi tahrip eden bir dünyada yaşıyoruz, çevre tahribatı artacak gibi.
Bir şiddet dünyasında yaşıyoruz, şiddet artacak gibi. Gelişmiş sanayi
ülkelerinde bile insanların eskisinden mutsuz olduğu bir dünyadayız.
Mutsuzluk da artacak gibi. [1]
Kapitalizmin en alçak savunucuları bile artık bu gerçeği kolay kolay
inkâr edemiyorlar; çünkü ben kitabı yazarken, İkinci Dünya Savaşı’ndan
beri görülen en kötü ekonomik kriz derinleşerek sürüyor.
Dünyanın en ünlü bankalarını batmaktan kurtaran tek şey hükümetlerin
büyük çaplı kurtarma paketleriydi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da binlerce
fabrika, mağaza ve büro kapanıyor. İşsizlik tırmanıyor. Artık şehirlerde
yapacak işleri olmadığı için yirmi milyon Çinli işçiye köylerine dönmeleri
gerektiği söyleniyor. Hintli işverenlerle iş yapan bir düşünce kuruluşu, on
milyon çalışanının toplu işten çıkarılacağı uyarısında bulunuyor. Güney
kürede yaşayan yüz milyon kişi, geçen yıl tahıl fiyatlarının iki kat artması
nedeniyle hâlâ açlık tehdidi altındayken, dünyanın en zengin ülkesi olan
Amerika Birleşik Devletleri’nde on sekiz ay içinde üç milyon aile evlerini
kaybetti.
Oysa daha iki yıl önce bu kitabı yazmaya başladığımda verilen mesaj
çok farklıydı: Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) bir raporunda, “Son
zamanlardaki yüksek büyüme oranlarının süreceği, küresel enflasyonun
tam kontrol altında tutulacağı ve küresel cari işlemlerdeki dengesizliklerin
adım adım azaltılacağı” konusunda anaakım iktisatçılar arasında “uzlaşma”
olduğu yazılıydı. Politikacılar, sanayiciler, yatırımcılar ve ekonomi
yorumcuları arasında tam bir görüş birliği vardı. Serbest piyasanın
mucizelerinin şerefine kadeh kaldırıp “girişimci deha”nın düzenlemelerden
kurtulmasını sevinç çığlıklarıyla karşılamışlardı. Bize zenginlerin daha
da zenginleşmesinin harika bir şey olduğunu; çünkü bunun sistemi iyice
cömertleştiren teşvikleri sağladığını söylüyorlardı.
Ticaret Afrika’daki açlığı ortadan kaldıracaktı. Ekonomik büyüme
Asya’nın muazzam yoksulluk bataklıklarını kurutacaktı. 1970’lerdeki,
Description:2007'de başlayan ekonomik kriz karşısında bazı 'ekonomi uzmanları', hiçbir işe yaramayan ama herşeyi tehdit eden "hortlağa dönüşmüş" mali kurumlardan, "zombi bankalar"dan söz etmeye başladılar. Aslında, 21. yüzyıl kapitalizmi zaten bir zombi sistemdir: İnsani amaçlara ve duygu